DOPİNG Konusu ve Sorular!

31 Aralık 2019 Salı günü Türk Atçılığı kabus gibi bir gün geçirdi. Sahipleri arasında Türkiye’nin en büyük ekürilerinin de yer aldığı 5 safkanın yapılan muayenelerinde, kullanımı yasaklı maddelerle yarışlara katıldıkları açıklandı. İstanbul, İzmir, Adana ve Şanlıurfa’da start alan 5 safkan, Komiserler Kurulu kararı ile koşulara katılmaktan men edilirken, safkanların ilgilileri hakkında da soruşturma başlatıldı.

Umarım ki devam etmez ama halihazırda bekleyen salya sonuçları dikkate alındığında yılın son günü ortaya çıkan bu sonuçların 2020 yılında da devamı gelecek gibi… O nedenle en sonda söyleyeceğini en başta söyleyeyim; Doping çağımızın büyük bir belasıdır ve her spor dalında olduğu gibi At yarışlarında da çok ciddi mücadele gerektirmektedir. Bu sahada kim veya kimler atlara ‘doping’ yapıyorsa, onlara tereddütsüz en büyük cezalar verilmelidir!

At Yarışlarının icat edildiği yüzyıllar öncesinden bu yana, yarış pistlerinde başarıyı dışarıdan müdahale yoluyla haksız bir şekilde elde etme düşüncesi maalesef her zaman olmuştur. Buna karşın, pek tabi ki sportmence ve centilmence at koşma düşüncesinin varlığı da bu sahanın bir gerçeğidir.

Doping vasıtasıyla yarış pistlerinde elde edilen sportif performans atları çoğu zaman zirveye taşırken, kuşkusuz atçılığın etik ve ahlaki değerlerini ayaklar altına almakta, insanları erdemli olma noktasından uzaklaştırmakta ve rekabetin en üst seviyede olduğu At Yarışlarında fair play anlayışının kaybolmasına neden olmaktadır.

İşin bu boyutunun dışında elbette ki özellikle yarışseverler açısından konunun müşterek bahis boyutu da ayrı bir vakadır. Yasaklı madde ile koşturulduğu ortaya çıkan safkanlar nedeniyle oynadıkları kuponları kaybeden yarışseverler, her doping vakası ilanının ardından çok ciddi tepkiler ortaya koymaktalar. Bu insanlar çok haklı olarak kazançlarının haksızca ellerinden alındığını savunuyorlar ki, bir yönüyle katılmamak mümkün değil!

Bu tespitleri yaptıktan sonra ‘Peki, ne yapmak lazım’ sorusuna belki de başka sorularla cevap aramak lazım. Nedir onlar?

1. Yarışlardan belli bir süre önce mesela ‘karantina ahırlarına almak’ suretiyle koşacakları koşunun hemen öncesinde safkanlara Yasaklı Madde kontrolü yapılabilir mi? Dünya’da bunun bir örneği var mı? Varsa bu Türkiye’de uygulanabilir bir şey mi?

2. Türkiye’de tespit edilen yasaklı madde vakalarının ne kadarı gerçek manada atların bedensel özelliklerini değiştiren ya da çok arttıran uyarıcılar, yani ‘doping’ olarak kabul edilen maddelerdir? Açıklanan vakaların içerisinde performans arttırmaktan ziyade tedavi amacıyla kullanılan, atların anlık performanslarına etki etmeyen ama mevcut yönetmelik nedeniyle ‘doping’ olarak kabul edilen maddeler var mıdır? Bu iki farklı amaç için tespit edilen vakalar birbirinden ayrılabilir mi? Ayrılabilir ise neden ayrılmamaktadır? Neden ‘adam öldürmekle, birine tokat atmanın cezası aynı’ olarak uygulanmaktadır.

3. Yılan hikayesine dönen, yıllardır ‘ha bitti, ha bitecek’ denen yeni Doping Yönetmeliği ne zaman çıkartılacaktır? Bunun için ne beklenmektedir? Her suça aynı cezayı öngören, bu yönüyle hiçbir adalet dağıtmayan mevcut Doping Yönetmeliğinden Türk Atçılığı ne zaman kurtulacaktır?

 

News Reporter

1 thought on “DOPİNG Konusu ve Sorular!

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir