GAZİ’YE DOĞRU-4

Vernazza Hedefe Koşuyor…

Sınıf koşular açısından “zengin” bir haftayı geride bıraktık. Bu arada “yarış gibi yarışlar” da izledik… Başta Cihangir ve Nadas koşuları olmak üzere, İzmir’deki Fevzi Lütfi Karaosmanoğlu Koşusu da akılda kalıcıydı. Pazar günü Ankara’daki kısa vadeli koşuda da Charlatan’ı görünce; “Bob Baffert da şampiyonu buraya getirmiş” dedim ama o değilmiş…

Gazi Koşusu için kıyaslayacağımız Erkek ve Dişi Tay Deneme koşularına pek bir şey kalmadı. Geçmiş yıllarda Cihangir ve Nadas koşuları ile Tay Denemeler arasında bağlantı kurar, o klasik koşuların provaları gibi değerlendirirdik. Değişen yarış takvimi bu yıl işleri karıştırdı. Tay denemelere arada yaklaşık iki hafta var; biraz üst üste gelecekler. Cihangir ve Nadas bir hafta önce koşulsa, sanırım daha iyi olurdu.

Nadas Koşusu’nu kazanan Moorland’in uzun vadeli koşulara kaydı yapılmamış. Dişi Tay Deneme’yi koşması için 30 bin lira ceza ödemek gerek. 35 puanla katıldığı Nadas Koşusu’ndaki parlak performansını değerlendiren Handikaperler Birimi, puanını 68’e yükseltmiş. Bu puanla tay denemeyi isterlerse koşabilirler. Ne dersiniz, bu konudaki görüşlerinizi de doğrusu merak ediyorum. Biraz “el kesesinden hovardalık yapmak gibi”  oluyor ama…

Preveze Koşusu ilk yıllarında, Gazi öncesinin önemli provalarındandı. Gazi öncesi, Serbest Handikap ve sadece bir iki yıl koşulan G3 Akif Akson dışında koşu yoktu. Akif Akson Koşusu kaldırılınca, Preveze KV-8 olarak konuldu. Örneğin; Uğurtay, Hafız, Gazi’de ikinci kalsa da Devir Preveze’yi ilk düzenlendiği yıllarda kazanan isimler. Şimdi seçenek çok olduğu için adaylar sıkıntı yaşamıyor ama bizler de pek birbirinden farkı olmayan, daha açık söyleyecek olursak kalitesi tartışılan mücadeleler izliyoruz.

Preveze Koşusu (A3)  1600 m.  Çim

Kendi adıma “garip” bir koşu izlediğimi söyleyebilirim. İlk 800’ü 48.60, son 800’ü 48.02 ile neredeyse başı sonu aynı… Sadece koşunun ortalarında rol dağılımı değişti. İlk 800 metrenin temposunu belirleyen Robin Son ile peşindeki King Man Go, daha 1000’de  “Kendim ettim, kendim buldum” misali “dama” dediler. Koşunun ilk 1000’i de 1:00:74. Hani kaçla geçseler böyle bir koşuda iddialı olurlardı, bilemedim. Üçüncülükteki Sozopol “var mı talip, var mı talip” diye sorup, kimse çıkmayınca da zorunluluktan lider oldu.

Gökhan Kocakaya, Full Throttle’la ilk 600’de King Man Go’nun dışına çıkmayı bir kez denedi, baktı olmuyor; içeride kaldı. Sonra da hiç sıkıntı yaşamadan koşuyu kazandı. Bu başarı, Gökhan Kocakaya’nın doğru kararları sonucunda geldi. Zabun’la  Sozopol arasındaki fark son 400’de yaklaşık bir boy, son 200’de fark başa indi, koşu biterken boyun. Diyeceğim o ki; Zabun, saldırıyor, saldırıyor ama icraat yok…

En geride bekleyen Fire Of World’e gelince… Atı bir yana bırakıp, önce jokeyi Hışman Çizik’i konuşalım. En geride bekledi, sonra “mavi çakarlı araç” gibi yol arıyor. Önce “Zabun dışarı açılıp bana yol versin, bende araya gireyim” dedi. Baktı olmadı, Robin Son ile King Man Go’nun arasına girmeye çalıştı, “çarşı karıştı”… Bunlar yaşanmasa, “Fire Of World kesin kazanırdı” diyemem ama koşuyu çok daha iyi bir yerde bitirirdi. Bence Fire Of World’ün bu yarışını yok saymak gerek.

Fevzi Lütfi Karaosmanoğlu Koşusu (G3)  1700 m. Çim

İzmir çim pistinde 15 atın katıldığı kalabalık bir koşuda iyi yer tutabilmek önemli. Barış Kurdu’nun Oğlum Göktuğ ile ikinciliğe yerleşmesi zor olmadı. Çünkü bu tay hem çabukluk, hem de sonrasında sprint yapabiliyor. Daha üçüncü yarışını koşan bu tayda, ben umduğumdan fazlasını gördüm… 76 puana yükselen bu tayın da “şimdilik” önü açık görünüyor. İlgilileri sanıyorum, önümüzdeki günler için bir yol haritası yapacaklardır.

İkinci olan Premium Mover ‘ın jokeyi Gökhan Gökçe ve Gold Coust’a binen Nevzat Avcı atlarından optimum verimi aldılar diyebiliriz. “İlle de bariyer dibine ben gireceğim” diyen King Jim Key’in jokeyi Ali Alpagut, Gökhan Gökçe’ye biraz sıkıntı yarattı ama Premium Mover dışa açılacağı ciddi sorun yaşanmadı diyebiliriz.

Oğlum Göktuğ , Premium Mover  

Cihangir Koşusu (KV-8/E) 1600 m.  Çim

Üç yaşlıların “yeni normaldeki” en güzel koşularından birini izledik. Buna paralel olarak, gördüğümüz en iyi taylardan birini de… Kazanan Vernazza Erkek Tay Deneme Koşusunun sanıyorum favorileri arasına girdi. Benim gözüm “bir tık” ilerde, koşacağı ilk uzun mesafeli, koşusunda. Bakalım pek gerilerde kalmadan tempoya ayak uydurup, yine böylesine etkili bir sprint yapabilecek mi? Dört boy farkla kazandığı koşunun son 1000’ini 58:38 ile geçti… Daha dördüncü yarışını koşan, öğrenme aşamasındaki bir tay, ayağı düz bassın…

İkinci ve üçüncü sıraları paylaşan Quante Volte ile Steel Man için “iyi koştular ama rakip olağanüstüydü” diyebilir miyiz?

Vernazza , Quante Volte , Steel Man 

Nadas Koşusu (KV-8/D)  1600 m.  Çim

Bu yarışın Vernazza’sı da Moorland oldu… O nasıl şey derseniz, bakın anlatayım.

Bu yarış, Cihangir Koşusuna oranla daha yavaş başladı. Cihangir Koşusunun ilk 600’ünü lider Kick Collen 36:43 ile, bu koşunun lideri Çirçuz’un 37:66 ile geçti. Neresinden baksak, yedi boy fark var. Sonuçta da Çirçuz koşuyu 1:35:57 ile ikinci, Kick Collen 1:36:24 ile altıncı tamamladı. Hani “hızlı yaşa, genç öl” derler ya…

İyi de bu iki koşunun ilk 600’ündeki 114 saliselik fark, bitişte 36 saliseye nasıl düşüyor? Demek ki Nadas Koşusu’nun son 1000’i daha hızlı. Vernazza’nın son 1000’i 58:38 olmuştu. Pekiyi Moorland’in son 1000’i kaç oldu? Sıkı durun, 57:61… Dereceler için, Trakus’un yalancısıyım…

İkisi de; aynı, gün, aynı pist ve aynı mesafede dörder boy farkla kazandılar. Halis koşuyu kolaylayınca, Vernazza’nın temposunu Moorland’e oranla daha erken düşürdü. İki tayın son 1000’leri arasındaki 77 saliselik farkın 12’si burdan kaynaklanıyor. İlk 600 metreyi rakibinden yedi boy daha hızlı koşan Vernazza. Elbette ki bunun da bir bedeli olacak…

Bu koşuya dönüp, Moorland’a binen Ayhan Kurşun’un hakkını vermeliyiz. Böylesine kalabalık bir koşuda yer  tutuşu, kulvar seçişi, sprint mesafesini ayarlayışı, atuyla uyumu kusursuzdu, tebrikler…

Çirçuz ile Abjarkız startla öne düşüp, hem tempoyu belirlediler, hem de koşunun ikinci ve üçüncü sıralarını paylaştılar. Aynı Cihangir Koşusunun plaseleri gibi sert ve “hesaba katılmayan” bir rakibe çattılar…

Moorland  , Çirçuz , Abjarkız 

Kısa Vadeli-9  1900 m.  Çim

Bu koşuya dörtte dört gelen taya bir de beşte beş yapan Ahmet Çelik binince, hepimiz “pür dikkat” ona odaklandık. Padoğun iyilerinden Upper Cut ile Kanekonun Oğlu, koşunun da öne çıkan isimleri oldular. Bu liderlik yapan Ardaşah’a iki boy kadar avans verdiler ama birbirlerine asla… Ardaşah’ın ardında “sosyal mesafeye” dikkat eden bir ikili oluşturup, son 100 metreye kadar maç yarışı yaptılar. Upper Cut’a binen Ahmet Çelik, atını bu kez de “kazanacak kadar” koşturmayı seçince, en azından bizler heyecanlandık. Tendürek Koşusunda adeta  “esamesi okunmayan” Kanekonun Oğlu bu kez “ben de varım” dedi. Gökhan Kocakaya’nın bindiği bu tay son 300’e kadar kazanacak gibiydi, sonrasında temposu biraz düştü.

Koşuda göze çarpanlardan biri Sadettin Boyraz’ın bindiği Charlatan oldu. Bekleme yarışı sonrası yaptığı düzlük sprintiyle öndeki ikiliyi yakaladı. Sanırım biraz daha hızlanan koşuların son 400’ünde daha da göze batacak. Speed Force’un yarış biçimi için iç start avantaj olmuş diyebiliriz. Emrah Sincar düzlüğe çıkarken, “o güzelim yerini” bırakıp, dışarı açılmasa, belki de Charlatan’ı geçebilirdi. Çünkü dışa çıkarken, hem kulvarını Charlatan’a verdi, hem de hafif bir frenle tutukluk yaptı.

Upper Cut , Kanekonun Oğlu , Charlatan , Speed Force