
Mart ayının son günlerinde İzmir hipodromunda Sadık Giz adına yapılan KV-8 mücadele de kazanan Alaçatı Ağası olurken, kariyerindeki dokuzuncu birinciliği ve üçüncü Kısa Vadeli yarışını kazanmış oldu.
Hem çim, hem de kum pistte ve farklı şehirlerde kazanmayı başaran bu değerli atın babası El Salvador, Nureyev hattının bir temsilcisi olmakla beraber, içerdiği soy ağacı ile biz orijin severler için değerli bir hazine mahiyetindedir.
El Salvador’un annesi Akkor oğlu Toroman kızıdır ve büyük annesi Minika da efsane atlar Karayel ile Minimo’dan olmadır.
Şöyle bir kuşbakışı baktığımızda 70’li yıllara uzanan bir zaman tüneline götürmektedir Alaçatı Ağası’nın annesi Portakal Çiçeği’nin soy ağacı bizleri… Diğer taraftan Alaçatı Ağası’nın babası Nursultan’ın annesi de Karayel ile Flöre’nin kızı Fiorella’dır ve Fiorella’nın annesi Flöre’nin de Karanara kızı olduğu düşünüldüğünde, Fiorella’nın da bir başka Efsane, Seren 1 ile 4/3 kardeş olduğunu görmekteyiz. Dolayısı ile El Salvador, tam bir nostaljik orijine sahip bir aygır ve daha iyi şanslar bulmasını çok gönülden isterim, bu hattın devam etmesi açısından.
Alaçatı Ağası’nın annesi Alakuş, bir Sri Pekan kızı olmakla birlikte, onun da anne familyasına baktığımızda büyük annesi Nadide 1’in Kılıçaslan kızı olduğunu ve dolayısı ile Alaçatı Ağası’nın Kılıçaslan üzerine 5*4 akraba olduğu görmekteyiz.
Nadide 1’in annesi Empress Honey’i başarılı yavrusu Moon Angel ile hatırlayacaklardır.

Bu vesile ile hatırlanacak bir başka nokta da, Torok temsilcisi Yamanlarbeyi’nin 24 Mart’ta G3 kazanımı koşu ile yazdığım yazıda, Yamanlarbeyi’nin de anne hattının bu familyadan geldiğidir ve her iki başarılı atta, hem Güncan, hem de Nureyev ortak noktaları olarak dikkat çekmektedir.
Yazılarımı yazarken genelde doğaçlama yazarım ve Alaçatı Ağası’nı yazarken konunun böyle eski efsanelere geleceğini ve adeta zaman tünelinde yolculuk yaptıracak bir soya sahip olduğunu çok da düşünmemiştim. Bu vesile ile bu atın eşleşmesinde ve yetişmesinde emeği olanları kutlayalım ve teşekkür edelim.
Yine bu vesile ile yarışçılığımızın miladının 1995-1997 dönemlerinden başlamadığını, böyle bir algı oluşturmaya çalışanlara her zaman muhalif olacağımı ve çok daha iyilerin bu tarihlerin öncesinde de var olduğunu ekleyelim notlarımıza ; “Her zaman, Her yerde, daima Seren 1”!
sayın Muslihiddin Gurup değerli yorumlarınız için çok teşekkür ederim, 1976 yılında Buğra’nın (Prince Tudor-Fricassee) Gazi koşusunu kazandığı yarıştan beri at yarışlarıyla ilgileniyorum, Alaçatı Ağası isimli atın gerçekten çok güzel soy ağacı varmış, bahsettiğiniz değerli şampiyonları izleme fırsatım oldu, bundan sonrada değerli yorumlarınızı bekliyorum, sağlık, huzur ve sevgiyle kalın.