3 yıllık emek, çaba, hayal, hülya, düş, rüya hepsi gerçeğe döndü. Bir gecede tüm emeklerin karşılığı alındı. Şimdi sıra GİŞE’de! Şampiyon filminden söz ediyorum tarife mahal yok! Bold Pilot’un atçılık camiası tarafından bilinen öyküsü, sinema kurgusu içinde sanata dönüştürüldü. 5 Aralık 2018 gecesi Zorlu’da zorlu maratonun son metreleri koşuldu. Eser, izleyiciyle 2.kez Gala’da buluştu. 30 Kasım’daki ilk gösterimin sonrası adeta gişe önü kostümlü provasını izledik Şampiyon’un!

Bir kere biz atçılar, yani buralılar için spoiler vereyim. Filmin içinde gerçekler de var kurgu da! Yani münekkit (eleştiren) bakışla gitmeyin. Orada bir belgesel çekilmemiş. Ahmet Katıksız bir BOLDİ-HALİS-BEGÜM üçgeni kurmuş kafasında, onu yazmış, onu yönetmiş. Zaten filme göre Begüm’ün hastalığı 1996’da ağırlaşıyorken, gerçek hayatta 2014’te vefat ediyor sevgili dostumuz. Yaşar (Kara) abi gerçek, Halis gerçek, Mümin (Çılgın) abi gerçek (ama gençten biri oynuyor), 4 kardeş gerçek (ama yaşları tutmuyor; Begüm gerçekte Esra ile en küçük, filmde Esra ile en büyük) vs…

Sinema yazısı değil bu! O sebeple sadece filmde hissettiklerimi kaleme alacağım. Bizim oğlanla işimiz uzadı, filme bi 35 dk. geç girdim. Girdiğimde Halis ile Mümin abi ilk kez birlikte Bold Pilot ve ekürisini Özdemir bey nezaretinde çiftlikte çalıştırıyorlardı. 22.05’te filme dahil olabildim. Galaya gelen tanıdıklarımdan uzakta kaldım, en tepede, balkonda bir koltuğa, tanımadığım insanların yanına ilişiverdim.

İyi ki de öyle olmuş. Yoksa Begüm’ü oynayan Farah Zeynep Abdullah’ın sahnelerinde nasıl saklardım gözyaşlarımı. Muhtemelen pek çok kişi gözyaşı döktü filmde. Yani Farah, Begüm’ü öyle iyi oynadı ki; hastalık evresini o kadar güzel resmetti ki, ağlamamak mümkün değil. Keza Ekin Koç da… O kadar başarılı bir Halis oynadı ki… Yani o kadar güzel rol yaptı ki… Gerçek Halis’i oynadı mı? Sanmam! Dedim ya bu bir belgesel değil ki! Sadece bir sahnede Halis Karataş gibi yaptı… Hani gazeteci soruyor ya hınzır-hınzır ‘Bold Pilot’u Boğaziçi’ne koşacak mısınız?’ diye! Orada Ekin’in verdiği cevapta Halis gözümün önüne geldi sadece… ‘KISMET’ dedi ya… İşte tam Halis o… Kalanı iyi canlandırılmış bir jokey…

Neyse ne diyorduk… Gözyaşı… Ey izleyiciler ve izleyecek olanlar… Siz FARAH’ın oynadığı Begüm’e, EKİN’in ruh verdiği Halis’e, KUŞKAN’ın anıtlaştırdığı Özdemir beye ağladınız/ağlayacaksınız.

Biz atçılık camiası olarak Begüm ile Halis’e ağladık, ağlayacağız. Boldi’yi de atlamayalım. Film onun üzerine kuruldu ama aşkı vaaz ediyor; aşkı vaat ediyor. Hayatı resmediyor. Kazanmayı, kaybetmeyi, yarışmayı, inancı… Kısaca duyguları içinize içinize işliyor… AĞLATIYOR!

Filme gidin… Ağlayın…